Bireylerin sosyal yaşantısını etkileyen yaygın bir sorun olup, kişinin kendine olan özgüvenini de olumsuz anlamda etkiler. Geçici yada kronik olabilir. Ağız kokusunun nedenleri tam bilinmemekle birlikte genelde ağız temizliğinin yeterince yapılmaması sonucunda bakterilerin birikmesi ve diş etleri ile dilin arka kısmında biriken bakteri plağı oluşumundan kaynaklanır.
Bilinmelidir ki ağız kokusu sadece diş ve ağız kaynaklı olmayabilir. Nadir durumlarda daha ciddi tıbbi sorununda habercisi olabilir.
Ağız kokusunun yaygın nedenleri :
- Kötü ağız hijyeni
- Tedavi edilmemiş çürükler ve eski restorasyonlar (protez ve kaplamalar)
- Diş eti hastalıkları (Agresif Periodontitis)
- Ağız kuruluğu (Ağız salgılarının azalması)
- Stres
- Ağızdan solumak
- Sigara, puro
- Kokulu yiyecek ve içecekler tüketmek (soğan, sarımsak, alkol, kahve v.s.)
- Dişleri iyi fırçalamamak ve diş ipi kullanmamak
- Dil üzerindeki bakteriler (Bu bakteriler uçucu maddeler üretirler. Uçucu sülfür bileşikleri gibi )
- Üst solunum yolu ile ilgili tümörler
- Solunum yolunda yabancı cisim
- Kronik nazal hava yolu tıkanmaları
- Akciğer kaynaklı enfeksiyonlar
- Açlık
- Mensturasyon
- Yaşlılık
- Demir ve çinko eksikliği
- A ve B12 vitaminleri eksikliği
- Karaciğer yetmezliği
- Sinüzit, Tonsillit, Rinit, Faranjit ve Otit gibi Kulak, Burun, Boğaz hastalıkları
- Gastrit, Ülser ve Reflü gibi sindirim sistemi rahatsızlıkları
- Aftlar
- Böbrek yetmezliği (Bu hastalarda nefeste balık kokusu vardır)
- Şeker hastaları (Bu hastaların nefesi aseton kokar)
- Sabah ağız kokusu (Sadece sabahları uyanıldığında duyulan ağız kokusu olup, her bireyde az yada çok vardır. Bu durum uyku sırasında tükrük sıvısının azalması sonucu kötü kokuya sebebiyet veren bakterilerin artması ve ağızın nemini kaybetmesi sonucu oluşur. Tedavi edilmez.)
- Kullanılan bazı ilaçlar (Antihistaminler, diüretikler, atropin, antineoplastik ajanlar, amphetaminler ve benzeri ilaç kullanımı, tükrük üretimini azalttıkları için dolaylı olarak ağız kokusuna sebep olurlar)
Ağız kokusunun tedavisi :
Ağız kaynaklı kokuların tedavisi için; diş çürükleri ve diş eti iltihabı tedavi edilmeli, eski protez ve köprüler ile diş etine oturmuş eski dolgular yenilenmelidir. Eksik dişler var ise, hasta bu tarafını az kullandığı veya hiç kullanamadığı için oluşan aşırı tartar ve plak oluşumunu engellemek için; boşluklarını doldurmalı, implant veya porselen köprüler yapılarak işlevsiz tarafıda fonksiyona sokmak gerekmektedir.
Ağız içi bakteri miktarının oral hijyen yöntemleri ile azaltılması işlemi gerekmektedir. Bu sadece bir diş fırçası kullanımı anlamına gelmez. Diş fırçasının yanı sıra diş ipi ve ara yüz fırçalarının da düzenli kullanımı büyük önem taşımaktadır. Diş fırçalarının (başlıklarının) değiştirme zamanlarına özenle uyulmalı, 2-3 ayda bir değiştirilmelidir.
Muhakkak diş temizliğinin arkasından dil temizleyici fırçalarla dilinde temizlenmesi gerekmektedir.
Şekersiz sakız çiğnemek , tükrük salgısının artmasına ve ağız temizliğine yardımcı olduğu için Halitosis de işe yarar.
%3’lük hidrojen peroksitli gargaralar, çinko iyodür içeren gargaralar ile klorin dioksit ve klorit anyon içeren gargara kullanımları ; kokuya neden olan sülfür bileşiklerini azaltmada yardımcıdır.
Ağız kokusuna sebebiyet veren bakteri miktarını en aza indirmek için bol su içmekte seçenekler arasında sayılabilir. Ağızı nemli tutmak , bu anlamda yardımcıdır.
Antibakteriyel maddeler içeren bir diş macunu kullanımı da (örneğin Stanöz içeren diş macunları ) ağız kokusunu gidermektedir.
Ağız kaynaklı olmayan durumlarda ise genel sağlık durumunun değerlendirilerek ilgili branşta tedavisi önerilir.