Ağız, Diş ve Çene cerrahisi

Dişte cerrahi ne zaman uygulanır?

Ağız ve çene cerrahisi; diş ve çene bölgesindeki hastalıkların tanı ve tedavilerinin yapıldığı bir alandır.

Bu anlamda ne sebeple olursa olsun;

  • Gerekli diş çekimleri
  • Gömülü diş operasyonları (Yirmilik yani akıl dişlerinin çekimleri)

  • Gömük kalmış ve sürememiş köpek dişleri.

  • İmplant uygulamaları

  • Çene kırığı tedavisi
  • Çene tümörü
  • Abse ve kistlerin radyolojik yöntemlerle saptanması sonrasında cerrahi usullerle çıkartılılıp temizlenmesi (rezeksiyon)
  • Yapılacak protez ve restorasyonlar öncesi dokuların düzenlenmesi ve kemik çıkıntılarının törpülenmesi
  • Diş eti operasyonları; diş etinin kemik greft ve membranlarla desteklenmesi
  • Dişlerin birbirinden ayrılmasına neden olan özelliklede orta kesici dişlerin arasında görülen ve diş etini dudağa bağlayan dokuların çıkartılması (frenektomi) cerrahi işlemlerden bazılarıdır.
Ağız, Diş ve Çene cerrahisi

Diyabetik hastalarda da implant rahatlıkla uygulanabilir.

Diyabetik hastalarda da dental implantlar başarıyla uygulanabilmektedir. Bu hastaların plazma glikoz seviyeleri ve kişisel görüşmelerdeki klinik değerlendirmeleri normale yakınsa, sağlıklı insanlardan daha yüksek bir başarısızlıkla karşılaşmazlar. Bu hastaları implant restorasyonlarıyla memnun etmek olağandır.

Hastaların; güncel açlık şeker, açlık insülin, HbA1C, tam kan, Vitamin D (D Oh 25), Crp, Magnezyum, Vitamin B12, Folik Asit değerlerini içeren kan tahlili sonuçları ve kullandıkları antihipertansif/kan sulandırıcı, diyabet ve diğer ilaç bilgileri ile gelmeleri değerlendirme açısından önem teşkil etmektedir.

Uncategorized @tr

Ağız kokusu (Halitosis)

Bireylerin sosyal yaşantısını etkileyen yaygın bir sorun olup, kişinin kendine olan özgüvenini de olumsuz anlamda etkiler. Geçici yada kronik olabilir. Ağız kokusunun nedenleri tam bilinmemekle birlikte genelde ağız temizliğinin yeterince yapılmaması sonucunda bakterilerin birikmesi ve diş etleri ile dilin arka kısmında biriken bakteri plağı oluşumundan kaynaklanır.

   Bilinmelidir ki ağız kokusu sadece diş ve ağız kaynaklı olmayabilir. Nadir durumlarda daha ciddi tıbbi sorununda habercisi olabilir.

Ağız kokusunun yaygın nedenleri :

  • Kötü ağız hijyeni
  • Tedavi edilmemiş çürükler ve eski restorasyonlar (protez ve kaplamalar)
  • Diş eti hastalıkları (Agresif Periodontitis)
  • Ağız kuruluğu (Ağız salgılarının azalması)
  • Stres
  • Ağızdan solumak
  • Sigara, puro
  • Kokulu yiyecek ve içecekler tüketmek (soğan, sarımsak, alkol, kahve v.s.)
  • Dişleri iyi fırçalamamak ve diş ipi kullanmamak
  • Dil üzerindeki bakteriler (Bu bakteriler uçucu maddeler üretirler. Uçucu sülfür bileşikleri gibi )
  • Üst solunum yolu ile ilgili tümörler
  • Solunum yolunda yabancı cisim
  • Kronik nazal hava yolu tıkanmaları
  • Akciğer kaynaklı enfeksiyonlar
  • Açlık
  • Mensturasyon
  • Yaşlılık
  • Demir ve çinko eksikliği
  • A ve B12 vitaminleri eksikliği
  • Karaciğer yetmezliği
  • Sinüzit, Tonsillit, Rinit, Faranjit ve Otit gibi Kulak, Burun, Boğaz hastalıkları
  • Gastrit, Ülser ve Reflü gibi sindirim sistemi rahatsızlıkları
  • Aftlar
  • Böbrek yetmezliği (Bu hastalarda nefeste balık kokusu vardır)
  • Şeker hastaları (Bu hastaların nefesi aseton kokar)
  • Sabah ağız kokusu (Sadece sabahları uyanıldığında duyulan ağız kokusu olup, her bireyde az yada çok vardır. Bu durum uyku sırasında tükrük sıvısının azalması sonucu kötü kokuya sebebiyet veren bakterilerin artması ve ağızın nemini kaybetmesi sonucu oluşur. Tedavi edilmez.)
  • Kullanılan bazı ilaçlar (Antihistaminler, diüretikler, atropin, antineoplastik ajanlar, amphetaminler ve benzeri ilaç kullanımı, tükrük üretimini azalttıkları için dolaylı olarak ağız kokusuna sebep olurlar)

Ağız kokusunun tedavisi :

Ağız kaynaklı kokuların tedavisi için; diş çürükleri ve diş eti iltihabı tedavi edilmeli, eski protez ve köprüler ile diş etine oturmuş eski dolgular yenilenmelidir. Eksik dişler var ise, hasta bu tarafını az kullandığı veya hiç kullanamadığı için oluşan aşırı tartar ve plak oluşumunu engellemek için; boşluklarını doldurmalı, implant veya porselen köprüler yapılarak işlevsiz tarafıda fonksiyona sokmak gerekmektedir.

    Ağız içi bakteri miktarının oral hijyen yöntemleri ile azaltılması işlemi gerekmektedir. Bu sadece bir diş fırçası kullanımı anlamına gelmez. Diş fırçasının yanı sıra diş ipi ve ara yüz fırçalarının da düzenli kullanımı büyük önem taşımaktadır. Diş fırçalarının (başlıklarının) değiştirme zamanlarına özenle uyulmalı, 2-3 ayda bir  değiştirilmelidir. 

   Muhakkak diş temizliğinin arkasından dil temizleyici fırçalarla dilinde temizlenmesi gerekmektedir.

   Şekersiz sakız çiğnemek , tükrük salgısının artmasına ve ağız temizliğine yardımcı olduğu için Halitosis de işe yarar.

   %3’lük hidrojen peroksitli gargaralar, çinko iyodür içeren gargaralar ile klorin dioksit ve klorit anyon içeren gargara kullanımları ; kokuya neden olan sülfür bileşiklerini azaltmada yardımcıdır.

    Ağız kokusuna sebebiyet veren bakteri miktarını en aza indirmek için bol su içmekte seçenekler arasında sayılabilir. Ağızı nemli tutmak , bu anlamda yardımcıdır.

   Antibakteriyel maddeler içeren bir diş macunu kullanımı da (örneğin Stanöz içeren diş macunları ) ağız kokusunu gidermektedir.

   Ağız kaynaklı olmayan durumlarda ise genel sağlık durumunun değerlendirilerek ilgili branşta tedavisi önerilir.

Yazı sayfalandırması

Call Now Button